bir şeydin sen bana ne olduğu sır kimsenin bilmediği, benim dahil. hiçbir şey değildim ben sana bangır bangır hemde sağır ettim herkesi, sen dahil.
bir gecemi aldım çok başka yere koydum çünkü çok başkaydı. bir sohbetin her kelimesini içtim bir tek o sarhoşluğa kafam ayıktı. kırmızı ışıkta birlikte beklemiş gibiydik, aynı sabrı soluduk ve yürüdük. paralel yürüdük, bir daha kesişmek mümkün değildi belli. bir cümleyi aldım çok başka yere koydum çünkü çok başkaydı. gelin mevzu derin.
bana saatte bilmem kaç km hızla geldin, deldin. sana saate bilmem kaç km hızla defalarca çarptım, deviremedim. sen sevgisizliğin çelik kapısı, üç dişli kilitlerinin hepsini mi kilitledin?
bir tat var kalbimin damağında. kalbimin damağı olduğunu hatırlatan bir tat. bir kere tutturulmuş ve bütün malzemesi sonsuza dek bitmiş bir şeyin tadı. geçsin diye bekliyorum ama yemin ederim her gün arttı. bir koku var göğüs kafesime sinmiş, sanki daha önce hiç yaşamadan sahip olduğum anı.
sen, ciltlerce anlatabileceğim şimşek çakması hızında gelip geçen hissin kaynağı, ben, sendeki topraklanmaya feda olan doğa olayı.
söylediklerim, diyorum, söyleyemediklerimi çantasına tıktı. çok şey anlatıp hiçbir sonuca varamayışımın sanki 75.yılı. bir devri açıp kapatmak bir kaç saat, yarası kaç asır sürer korkma ödetmem hesabını.
anlattıklarımı anladın mı bilmem, ben senin anlattıklarını camdan attım, hergün arkasından atlayıp ölmüyorum. bir şeyleri öyle havada bıraktık nedense düşeceğini düşünmüyorum.
bir şeydin sen bana bu sırrı çok iyi biliyorum. ben hiçbir şey değilim hala sana kulaklarının sağırlığında boğuluyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder