günler yine ebesinin amı gibi geçiyor. gözümün önünde olmasını en son bile istemeyeceğim olaylar oluyor ve ağzımı açıp tek kelime edemiyorum.
aslında karşınızdaki insanın size olan hislerini biliyorsanız onun canının en acıyacağı yeri de çok iyi biliyorsunuzdur.
canımın en acıyacağı yer dünyanın en insafsız adamının insafına kalmış. ama onun insafı kalmamış. bunu, beni alıp acıyan yerimden masanın sivri köşesine vurduğunda anladım. masaların yuvarlak olanlarını sevmem hep bundandır.
tabi ki hata her zamanki gibi yine bende. çünkü ben birini sevince alabileceğim zararları hesaplamıyorum. evet doğru olan bu belki ama bu zamanda değil. bu zamanda her şey hep hesapla. sevgi bile öyle ki bunu asla kabul etmeyeceğim. bu yüzden çok sevdiğim insanları o masanın olduğu odaya almakta bi sakınca görmedim hiç. görmeliymişim.
ne geldiyse kalbimin başına, içimi çok açmaktan geldi. ben içimi açtım, onlar geldiler, ihtiyaçları olduğu kadarımı kullanıp çekip gittiler ve bu döngü hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor.
içimin hali kalmadı. üzülmedik tek bir canlı hücrem kalmadı yemin ederim. her tarafım bir tek benim görebileceğim şekilde mosmor.
ne yaparsanız yapın ama sakın o kişiye sizi her seferinde paramparça etmesinin önemli olmadığını hissettirmeyin. çünkü birini çok seviyorsanız nerden ne kadar kırıldığınız gerçekten önemli değildir. ama bunu bir kere hissettirdiğinizde o sizi kırmakta hiç bir sakınca görmeyecektir, aynı su içmekte hiç bir sakınca görmediği gibi.
bunlar çok acı tecrübeler anlatabiliyor muyum?
keşke anlatamıyor olsaydım.
Masaların yuvarlak olanını sevmem hep bundandır ' iyi bu.
YanıtlaSilcanımın en acıyacağı yer dünyanın en insafsız adamının insafına kalmış. ama onun insafı kalmamış. Harika...
YanıtlaSilSen insan mısın ya :/
YanıtlaSilArtık çok yakın takipçinim...