28 Nisan 2014 Pazartesi

ben en fazla yastığı yardım bıçakla, sen göğüs kafesimi.

başını dayayıp buz gibi duvara ya da yastığa ya da ne bileyim bi omuza, gerçekten ağlamadın mı?


kafan eline düşmedi mi rakı masasında? sigarandaki kül de mi düşmedi sen boşluğa daldığında? boşluğa daldın mı? dalman gerekirdi.

kafamı dik tutamıyorum. söylesene gerçekten her şey normal mi sende? bu yağmurlar da mı tesadüf? sanmam.

susmak benim silahımdı sen bana neden 120 saat ateş ettin?

ya söylesene yutkunurken hiç mi bi şey batmadı boğazına? ben seni böyle duygusuz, böyle buz gibi bilmezdim. sen kırılan tırnağıma içi giden adam, o kadar mı küstü göz pınarların bana?

bi robot sevseydim böyle kendini parçalamıştı, sende bi çizik bile yok. bu kadar duvarı ne ara ördün bana?

seni böyle yabancılaştıran nedir bilmiyorum ama beni sorarsan bunların hepsini yaşadım. en çok da rakı masasında kafam elime düşünce ağladım kimseye çaktırmadan. robot değildim ama kendimi parçaladım. yüz bin milyon parçayla dağıldım. hepsi narkozsuz kalp ameliyatı kadar acıttı.

sonrası zaten ölüm.

güzel filmdi ama di mi?

di.





1 yorum: