Trafik ışıklarında gördüm onu en son, birlikte sarılıp yeşiline küfür ettiğimiz ışıkların kırmızısına şükrediyordu başkasıyla.
Kızmadım, kızmak ne o fotoğrafı siler kafamdan ne de kırmızı ışıkların süresini kısaltır. Üzülmedim, üzülmek ne beni gömer çakıldığım betona ne de onları indirir oturdukları buluttan. Sevinmedim, sevinmek ne mutluluğu kazandırır bana bu durumda ne de mutluluğunu eksiltir sevdaların. Gülümsedim. Çünkü biterken de başlarken de her şey tepetaklak olurken de gülümsemiştim. Yapabildiğim tek şey buymuş gibi gülümsedim. Severdi gülmelerimi, bir daha göremeyeceğinin çocuk intikamıyla gülümsedim. Bu ne büyüttü beni ne de küçülttü. Anımı kurtarsın diye gülümsedim.
Trafik ışıklarında gördüm onu, en son olsun diye dua ettim. Kafamın şeklini alan göğüs kafesinde başka hayat dinlendiriyordu. Çok yorulduğumu o zaman fark ettim. Ne başka bir göğüse bırakacak izim ne de soluklanacak başka bir göğsüm var. Kıskanmadım ama sıkıştı kalbim. O yanımdayken bana hiçbir şey olmazım artık başkasının yanındaydı. Ağlamadım ama kırıldı kemiklerim. Benim gördüğümden habersiz, yalansız, inatsız, sadece sevgi vardı kırmızı ışıklarda. Yıkılmadım ama sargı yeri içim.
Trafik ışıklarında gördüm onu, en son, sadece 1 dakika. Yeşil ışıkla birleşen eller ve senkronize atılan adımlar. Tek yükleri aşk, tek dertleri aşk. Ne geçmişleri var ceplerinde ne unutamadıkları, gördüm gözlerinde. Hep benim sandığım, benden sökülüp alınan kalp, bende emanetmiş aslında, evinde attığını gördüğümde anladım.
Gittiler. Bir gidiş hiç mi değişmez diye düşündüm. Bir sonraki yeşili bekledim tek başıma. Kırmızıyı sevmem işte o gün bugündür.
Üzmüşler seni, çok üzmüşler hem de.
YanıtlaSilDüşünmüş, düşünmüş ama hep kendini düşünmüş.
Bir başka gün bir başkasıyla daha gelir o ışıklara, yine tekrarlanır her şey.
Ama bu sefer de o üzülür belki. Hayat ya, bugün seni üzüyor yarın beni.
İnsanın içinde büyük bir burukluk oluyor, buna ben nasıl güvendim, nasıl sevdim onu diye. Ama büyüyor insan, böyle böyle büyüyor. Öğreniyor güvenmemeyi. Belki öğrenebileceğimiz en kötü şey ama yine de öğretiyor hayat. İstesek de istemesek de.
Yeşili yanmasın da o boynunda bir nefes daha alayım diye dua ettiğim zamanlar.. gülümsedim.. Saat 06.24 ipek, ezan okunuyor. Bir dua da sana ediyorum��
YanıtlaSilmisafir olduğumuz hayatlarda ev sahibi sandık kendimizi. Kemiklerin kırılmasın bir daha batmasın göğüs kafesine İpek. Geçmiş kalmasın bizde lütfen. Bu mümkün değil mi? Değilse ben ilk kırmızıda bırakırım kendimi yola. Yüreğine sağlık İpek.
YanıtlaSil