24 Temmuz 2016 Pazar

kanser

kabul etmeye çalışmanın sancılı dönemi. sonsuz iyilik halinin olmayışına kanıt günleri. kanırt kalbi, zaten yapılan bu, ezip geçmek ruhumuzda var garanti sevgileri.

inceldiği yerdeyim, henüz kopmadı yüreklerimiz, zaten biraz da yüreksiziz. korkuların emrinde, uykulara savaş açmak en iyi bildiğimiz iş. bitmiş cümlelerin sonuna nokta koymayı reddedişimiz ve imla hatalarıyla anlamını yitiren upuzun bir paragrafla kalakaldık biz. kalabileceğimiz en kötü yerin bir tık ötesi. birlikte kaldığımız en güzel yerlerin kilometrelerce gerisi.

iç savaşlarımıza beyaz bayrak çekemedik, ben senin cephende senden kurşunlar yedim, bak hala ilk günkü gibi diriyim. sen kendi içinde kendini düşman bildin, ben iki tarafa da aşık olmanın talihsizliğiyle olan biteni izledim. 

bi noktadan sonra görünmez oluyor insan anladığım kadarıyla. ne kadar "ben" biriktirip toplarsa insan yanına o kadar "sen"ler öldürüyor. bir bencilliği alıp aramıza oturttuğun için sana kızmıyorum. beni her şey kırar bu noktada o yüzden nefes bile almıyorum. hangi gecede kaldın da bugüne yetişemiyorsun, soru değil. hangi duygun daha ağır basıyor omuzlarına, bırak onu gitsin.

huzursuz uykuların ve ağlamaklı uyanmaların eviyim. insan bir tek kendiyle anlaşamıyor, çok haklısın. bir gün sonranda yer bulamamak gibi bi kanserim var, iyi huylu olduğuna inanmayı reddeden beynim. inceldiği yerdeyim, henüz kopmadı yüreklerimiz ama kaç gün dayanır orası sevgisiz bi bilinmezlik.

bir adım sonrası kara delik, o ayağı yere bas. pişmanlık benimkinden çok daha ağır bir kanser, sana yakışmaz.


1 yorum:

  1. edebi olsun diye kasılmış imgesel anlatım gereğinden fazla olduğu için çok zorlama bi yazı olmuş

    YanıtlaSil