elbet vardı bi bildiğin. beni çekerken sonra iterken ve çekerken. beni kör bıçakla bağırta bağırta keserken bildiğin bi şeyler vardı. lütfen bildiğin bir şeyler olmuş olsundu.
bi ev yapmıştım sana, kendimden koparta koparta, kendimi kırıp üst üste koya koya. bir sürü yollar gelip iyi misin diye bakardım, aman çatısı akıtmasın evin, aman hep sıcak kalsın. bir sürü yolları koşarak gelirdim, uçarak hatta. seni hep olduğun yerde bulacağımı bilerek gelirdim. birisinin hep olduğu yerde kalacağına emin olarak yaşamanın çok güzel olduğu zamanlardı. sana bi ev yapmıştım, kendimden. altında kaldım.
içimde şehir kadar bi boşluk var şimdi. düştükçe düşüyoruz. düştükçe uzaklaşıyoruz kendimizden. sürekli yalan söylüyorum aynada gördüğüm şeye -ki ben olmadığımdan eminim. beni nasıl hatırlarsın bilmiyorum, ben beni unutalı oldu epey. seni nasıl hatırlarım biliyo musun? hem de nasıl.
zaman dikişler atar bana diye bekledim, zamanın da umrunda değilim. zaman sana iyi davranıyor.
memnun ve mutlusun her şeyden, çok seviniyorum. yersen. çok merak ediyorum sen uyurken kirpiklerini sayan birini çekip vurmak nasıl bi his. insan birini çekip vurduktan sonra nasıl gülümseyerek devam eder yoluna çok merak ediyorum. çok özlüyorum, kan revan içinde yürüdüğüm o şehrin bütün sokaklarını. bi kramp gibi yaşıyosun midemde, ben isterdim ki milim kıpırdama solumdan. memnun ve mutlusun her şeyden. seni memnun, mutlu ve rahat vicdanınla geniş geniş yaşarken hatırlayacağım.
seni çok büyük bi aşka arkanı dönen cesaretinle hatırlayacağım. ya da korkaklığınla. seni en güzel halinden en çirkin haline kadar nasıl çoğalarak sevdiğimle hatırlayacağım ve çarptığım duvarlarınla. seni düşme diye sıkı sıkı tuttuğum ellerimle hatırlayacağım ve beni düşürüp yerde bırakan taşlığınla. her şeyi karşısına alıp sana sonsuz inanan çocuk tarafımla hatırlayacağım seni, hep orda olacağına, her zaman geri geleceğine inandırıp, çocuğu bıraktığın cami avlusuyla hatırlayacağım. beklediğim aylarla hatırlayacağım seni, bana gelişinle. bana olduğunu düşündüğüm gelişinle. ağlamanın normalliğine inandırıp çok ağlıyosun deyişlerinle hatırlayacağım. senin peşinden gelmenin güzelliğiyle ve bunun seni irite edişiyle hatırlayacağım. senin bacağına sarılıp ağlarken ben, kangren olmuş bu deyip kesip attığın kolumla hatırlayacağım. şu kafamı vurduğum duvarların sesiyle hatırlayacağım seni, her yerime batan kırık hayallerimle. seni sana dair bi şeyler kazıdığım vücudumla mezara giderken bile hatırlayacağım.
seni hiç unutmayacağım. bana döndüğün sırtını nasıl sevdiğimi de. beni nasıl bana kırdırıp öldürdüğünü de.
sen de unutma beni.
İn göğsüme, dön göğsüme ey kalbim,
YanıtlaSilNe bekler unutulmuşlar, unutmuşlardan?
Arif Nihat Asya
Ona bensizken de iyi davranan hayata kızgınım.
Bensizken de hayattan güzel şeyler bekleyebiliyor oluşuna kırgınım.
Güzel ipek.. Kalbinin güzelliği hayatına yansısın...
YanıtlaSilBen de sana bu yazıyı yazdıran hayatın acımasızlığını hiç unutmayacağım İpek.
YanıtlaSilKendimden bir parça buluyorum sende.Ben de unutmuyorum, kin tutmak degil ama unutmuyorum işte. Dilerim ki hayat sana bundan sonra güzellikler getirsin
YanıtlaSilCigerimiz kalmamistir....
YanıtlaSilKalbi güzel İpek, hep mutlu ol!
YanıtlaSilhttps://www.criticker.com/film/Wings-of-Desire/
YanıtlaSilAh ipek, her seferinde en içimdeki yere dokunuyorsun... bir gün senin gibi insanların en içlerine dokunmak istiyorum. bana şans dile, her şeyin en güzeli seninle olsun.. :)
YanıtlaSilhttps://nurunbiseyleri.blogspot.com/