22 Ekim 2013 Salı

Bileklerinden öpüyorum.

sana anlattım aslında. biraz baksaydın gözlerime, bende güzel olan her şeyi anlattım sana. bende güzel olan her şeyle baktım çünkü sana.

29 Eylül 2013 Pazar

masanın sivri köşesiyle münasebetim

günler yine ebesinin amı gibi geçiyor. gözümün önünde olmasını en son bile istemeyeceğim olaylar oluyor ve ağzımı açıp tek kelime edemiyorum.

20 Eylül 2013 Cuma

"ah" dedi "kalbinde bu neyin acısı?"

birini sevmeyi durdurma yetisi bi tek bana yüklenmemiş sanırım. çünkü birini sevmeye başladığımda o kişi içimde 73 derecelik eğime sahip bi yokuştan aşağıya yuvarlanan kartopuna dönüşüyor.

12 Ağustos 2013 Pazartesi

kır çünkü kırmak en kolay

uykudan uyanmamla her şeyin boka sarması arasında geçen süre 2 dakika falandı.

5 Mayıs 2013 Pazar

yatağın köşesinde seni sevme sanatı

asla ama asla bastıramadığım bi sinirle, yatağın köşesine oturdum seni seviyorum.

9 Mart 2013 Cumartesi

o son günü hiç yemeyecektik.

eskilerde, seni görünce ilk ellerim ısınırdı benim sonra ayaklarım.

9 Şubat 2013 Cumartesi

öyle bir itmiş ki pezevenk, düş düş bitmiyor.

bünye bir yerden sonra alışıyor; birinin seni, senin ruh halini en tepeye çıkartıp ordan aşağıya bırakmasına bünye alışıyor. zaten ne yaşarsak yaşayalım alışıyor bünye. yoksa yokluğa, varsa varlığa, aşağıya atıldıysa düşmeye alışıyor. çünkü yapabileceği başka bir şey yok.

5 Şubat 2013 Salı

ben içimi buraya bırakıyorum, müsait olunca okursunuz.

bi adam sevdim ama kalbinde hayat yoktu. az gülerdi. az ağlardı, belki hiç. az severdi beni. az sarılırdı, sayılıdır hatta.

sarılmayı bilmeyen bi adamla

1 Şubat 2013 Cuma

hiç

Bir insanı uzun süre sevmek, çok uzun süre sevmek, bir şeyleri sevmeye o insandan başlamak hiç bir bokuma yaramadı. Çünkü bir insanı seviyorsanız zamanı fark etmez ama sonunda muhtemelen elinize kalan şey aynı olacaktır. HİÇ.