üstüme bulutlar düştü de gıkımı çıkarmadım.

çok uzun süredir yalnızım. onunla yalnız değilmiş gibi yaparken de yalnızdım. itiraf olarak.

tavanı olmayan bir odada gibiyim. bulutlar çok güzel ama bir yere kadar. hayatım boyunca istediğim gibi bakılmamış bana. bunun mevzusu yapılır ama yapmam. hayatım boyunca istediğim gibi 1 kez sarıldı bana bunun mevzusu yapılamayacak kadar paramparça.

her gün bir kez "bu kadar mı çirkinim, her yönden?" diye sormaktan yoruldum. değersiz hissetmeyi geç, sevilmemeyi de geç orda biraz dinlen. bunları geçmek yorucu. hiç gibi hissettiğin yerde kal ve beni anlamaya çalış. anlamamanı temenni ederim.

baktığım yerlerde baktığım şeyler yok çok zamandır. kafamdakilerin resmini çiziyorum otobüs duraklarına. çok huzurlu uyuduğum 1 yer var sadece. arkadaş olarak. bir yorgan getir ve gel uzan yanıma bende yastık çok. gel acın kabulüm. birlikte örelim tavanı bu odaya.

bu kadar hasret yalnızlığım başka bi yalnızlığa. içim boşlukla doldu. bu, 1 kilo pamuk ve 1 kilo demirden daha ağır. gel saçlarımı tara. acıt hatta. içimin acısını bi tek sen bastırabilirsin. her kimsen.

gel gözlerim gerçekten hangi renk onu söyle bana. gözlerime anlam yükle nasıl baktığımı bileyim. çok yalnızız o yüzden gel tek bardaktan su içelim ben iğrenmem.

elini kalbime koy ve bu acı boşluğa yalnızlığını doldur, sevgini doldur, hasretini doldur, çocukluğunu doldur, olmuşunu, olmamışını, gözyaşlarını, unutamadıklarını, vazgeçemediklerini, zorla vazgeçtiklerini, gel anneni doldur içime, kabulüm dedim bak en baba derdini doldur.

bu kadar hasretim yeni bi nefesle örülmüş tavana.