yazı yazılmış sayfanın arkası gibi kalbim. öyle bastırdılar ki harfleri, kazır gibi. sonra yeni bi kalbe geçip onu kazıdılar ve sonra yenisi. üzüldüler mi?
artık ağlamaktan hiç bahsedememek hastalığına yakalandım. ağlamayı geç. bir sallanan sandalye bulup kusana kadar sallansam belki bir kaç kilit kırılır içimde ama ne alaka?
hiç ummadığım anda hiç ummadığım yerden kırıldım. hep böyle olmadı mı? hep böyle oldu. kendim sorup kendim cevap vermelere alıştım. deli gibi ama en mantıklısı. acı yok. acı boyut değiştirdi. koku oldu bazen, bazen bi bakış, hiç tanımadığım birinin sevdiğine sarılışı oldu acı, benle ne ilgisi var? çok.
unutulanlar çıktı karşıma çamur birikintilerinde, otobüs duraklarında, postane sıralarında, hatırlamadım. unutulanları hatırlamak çok saçma olurdu diye hatırlamadım. izi sızlasa da dönüp bakma dedi annem, dişinin ağrıdığını düşünürsen dişin hep ağrır dedi.
ben bu kadar unutulanı nasıl hatırlamam diye düşünürken elim ısındı. elim o kadar ısındı ki ruhum kızardı. bi göz çarptı gözlerime ne unutulanlar kaldı ne hatırlananlar. bi göğüse yaslandı başım ki ne iz kaldı kalbimde ne ağlamak isteyiş gözlerimde. bu kadar basit her şey ve bu kadar ani.
kafamı geriye çevirdiğimde bu nasıl boşluk diyor kalbim. gelmişler, gitmişler, sevmişler mi inan hatırlamıyorum, unutmuşlardır elbet, hatırlamışlardır da ama hatırlanmıyorlar artık yalan yok.
üzülsünler mi?
fark ederse şerefsizim.
sen de mi manit yaptın kim yazacak acılarımızı ya offffff herkes gene mutlu sikimde mi ? çok.
YanıtlaSilYüregine sağlık
YanıtlaSilİpek tek kelimeyle BAYILIYORUM SANAA ��
YanıtlaSilumarım bu kelimeler bir gün de benim içimden dökülür. Teşekkürler İpek.
YanıtlaSil