10 Mayıs 2016 Salı

Eksiklikler üstüne

Kafamı çevirdiğimde görebildiğim mesafede yaşamadığın sürece parça parça dökülüp yok olacakmışım gibi hissediyorum.
Bir demet çiçekti göğsünde nefes almadan önce özlem, şimdi ufuk çizgisinde kaybolan kırların rengarenk örtüsü. Şikayet etmek olarak değil ama ağlatan güzellikte bir sızı boğazımda kamp yapıyor. Ellerin değmediği sürece, dokunduğum her yer etlerimi çürütecek gibi duruyor. Bizi yakıp küllerimizi karıştırsalar belki tamam olurum, başka türlüsü güç. Bizi yakıp iki uzak noktada yaşattılar, böyle yaşamak olur mu hiç? İçimden senin içine koşan bi şeyler var, geceleri uyutmuyor. Ben çaktırmayayım desem de kokunun ezberimde kalanı sabahlara karşı alnımın ortasına çakıyor. Seni çok sevmek, seni bir sonra alacağım nefes gibi düşünmeden sevmek, seni bir gün ölüp gideceğimin eminliğiyle sevmek sevgilim, şikayet etmek olarak değil ama beni, ağlatan bir zaman yetmeyecek hissinin koynunda yatırıyor. Seni çok özlemek, seni bir sonraki nefesi alamayacak yorgunlukta özlemek, seni her an ölüp gidiyorum hissiyle özlemek sevgilim, şikayet etmek olarak, beni neşeme küstürüyor. Bizi yakıp bir kavanozda yaşatsınlar istiyorum, böyle yaşanmıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder