30 Ağustos 2014 Cumartesi

hızlı düşünme sanatı

telefonum çaldı. arayanın adını ekranda gördüğümde kendime kocaman bir tokat atmak istedim. arayan adı ve soyadıyla kayıtlıydı telefonumda çünkü benim için onun ayırt edici tek özelliği soyadıydı artık. "efendim" dedim sakince ve bekledim.

nereye ait olduğumu düşündüm, en son ne zaman aidiyeti en içimde hissettiğimi. sonra nelere sahip olduğumu düşündüm. hiç. kocaman bir sıfır hayatımın tam ortasında ve her şeyi kendisiyle çarpıyor.

aldığım kararların doğruluğunu değerlendirecek gücüm kalmadı. alınan kararların iyi düşünülmesi esnasında çok yara aldım. düşünmeyi mi bırakalım?

çok güzel bi heyecanı kucaklayıp salondaki koltuktan, holde yere düşürdük. insanlar ağlıyor, insanlar bekliyor, telefonlar çalıyor, kapılar çalıyor, kalpler çalınıyor, kalpler ıssız yerlerde başka kalpler tarafından paramparça ediliyor. sahi, kalbimi bir bütün olarak görmeyeli çok oldu.

beynimin vücudumu yönetmeyi reddettiği bir dönemdeyim. beynim tatil istiyor. etraftaki bütün eşyalar birer silah, hepsinin namlusu bana çevrili ve hiçbiri gülmüyor. sahi, birini şöyle içten gülerken izlemeyeli çok oldu.

kalbimin parçaları çarpıyor. kalbimin parçaları göğüs kafesime batıyor. kalbim neden bu kadar hızlı ve içimi terk edecekmiş gibi çarpıyor. cevap yok.

uzandığım yerden hafifçe doğruldum ve geleni gideni izledim içimden. kalbi bölüp parça parça nasıl dağıttık sanki bitmeyecekmiş gibi. düşünün, ait misiniz? sahip misiniz? hiç mi? ben hiç.

kimi seversem seveyim istisnasız gitti. tercihe bağlı gitmelere ses etmedim hiç. çünkü geri geldiler. seneler geçti ve bi daha hiç böyle sevilmediler. seneler geçti ve ben her geleni biraz daha az sevdim bi öncekinden. zirvenin sahibi telefonun diğer ucundaydı ve beklerken bunları geçirdim aklımdan saniyenin onda biri kadarki zaman diliminde.

ses gelmedi.

"sahi" dedim "sen neden aramıştın beni?"

sanki aklımdan geçenleri biliyormuş gibi sordum bunu. çok komikti.

2 saniye daha bekledim ve dııt dııt dııt.

adı ve soyanın altında kocaman bir "arama sonlandırıldıı" yazısı. gülümsedim. ne kadar acı ki hiçliklere gülümsemeyi öğrendim.

kalbimde adının soyadının altında kocaman bir "bu sevgi sonlandırıldı" yazıyor.

buna gülümsemen dileğiyle.

2 yorum:

  1. Varlığı gülümsetenin hiçliğe gülümsetene dönüşmesi ne garip, o süreç ne acı. Yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil